Perşembe, Eylül 22, 2016

Kaplumbaga Kalsiyum UVB

Bu yazıyı 2007 yılında forumlarda yazmıştım. Gelen sorular üzerine bir fikir vermesi açısından buraya eklemeye karar verdim

Lütfen yazıldığı tarihi dikkate alın 

Kaplumbağa Kalsiyum ve UVB ışını

UVB yani Ultraviole B ışını 320-260 nm dalga boyu aralığındaki elektromanyetik ışımanın adıdır. UVB ışınının ne olduğunu ve önemini anlatabilmek için önce güneş ışığından ve UVB ninde içinde yer aldığı UV ışınlarından kısaca bahsetmek lazım. Çünkü yapay kaynaklarla da UVB ışını üretmek mümkün olsada dünyamızdaki en kuvvetli doğal UVB kaynağı güneştir.

GÜNEŞ IŞIĞI :
Güneş ışığı Güneş tarafından yaratılan çeşitli dalga boylarındaki elektromanyetik ışın demetlerinden oluşur Dalga boyu ölçümünde nm ölçüsü yani nano metre -1 metrenin milyarda biri - kullanılıyor. Biz güneş ışığında bulunan ışın demetlerinden sadece 700 nm ve 400 nm dalga boyları arasında kalan ışınları çıplak gözle görebiliyoruz ama bazı kişiler 740 - 380 dalga boylarındaki ışınlarıda görebiliyorlar .Bu skalanın üstünde veya altında kalan dalga boylarındaki diğer ışınlar ise çıplak gözle görülemezler.
Bu görülebilir ışınlar da çeşitli dalga boylarına göre değişik renkleri oluştururlar Güneş ışığı prizma tarafından kırıldığında duvarda oluşan renk tayfı işte bu ışınlardır. Bunlar dalga boylarına göre sırasıyla

740-625 nm arası kırmızı
625-590 nm arası turuncu
590-565 nm arası sarı
565-500 nm arası yeşil
500-440 nm arası mavi
440-380 nm arası mor ışığı oluşturur.

Not : Renklere ait dalga boyları internetteki farklı kaynaklarda bir miktar değişebiliyor. Sanıyorum örneğin yeşilin tam olarak hangi dalga boyundan itibaren cam göbeği mavisi olarak adlandrılması gerektiği konusu tam kesin değil. Diğer renkler içinde böyle olsa gerek örnek kırmızı ışık için 740-620 nm dalga boyu veren kaynaklarda var 700-630 nm diyende. Ben renk dalga boyları için vikipedi Türkçeyi kaynak aldım. ( kaynak 1)

Yukardada görebildiğimiz gibi çıplak gözle görebildiğimiz en büyük dalga boyu kırmızı , görebildiğimiz en küçük dalga boyu ise mor ışındır dır
Kırmızı rengin hemen üstünde yer alan yani görülebilir ışınlardan daha büyük dalga boyundaki ışınlara KIZIL ÖTESİ - İNFRARED ( 740 nm -1 mm ) ışınları diyoruz
Mor ışığın hemen altında yer alan yani görülebilir ışınlardan daha küçük dalga boyundaki ışınlara da MOR ÖTESİ - ULTRAVİOLE ( 400 - 200 nm ) ışınları diyoruz.

EK BİLGİ :
Bu bölümü konu hakkında ek bir bilgi vermek için yazdım okumadan da geçebilirsiniz.

Bugün kullandığımız bazı dalga boyları kabaca şu şekilde sıralanıyor

RADIO WAVES | MICROWAVES | INFRARED | VISIBLE LIGHT | ULTRAVIOLET | X-RAYS | GAMMA RAYS

3 km den 30 cm kadar RADYO DALGALARI (am radyo , tv , fm radyo dalgaları)
30 cm den 1 mm ye kadar MİCROWAVE DALGALARI
1 mm den 750 nm ye kadar İNFRARED DALGALARI
740 nm den 380 nm ye kadar GÖRÜNÜR IŞIN DALGALARI
400 nm den 200 nm ye kadar ULTRAVİOLE DALGALARI
100 nm den 0.01 nm ye kadar X RAY DALGALARI
0.01 nm den daha küçük GAMMA DALGALARI

micrometre (um) 0.00000 1 m (1 X 10-6 m)
nanometre (nm) 0.000000001 m (1 X 10-9 m)


GÜNEŞ IŞIĞINDAKİ ULTRAVİOLE ( UV ) IŞINLAR VE UVB IŞINI
UV ışınları 400-200 nm dalga boyları arasında yer alan ışınlara verilen ad. Görüldüğü gibi en düşük dalga boylu görünür ışın olan mor ışınlar ile UVA ışınları 400-380 nm dalga boyları arasındaki bölgede biraz iç içe girmiş durumda. Ultraviole ışınlar kendi aralarında dalga boylarına göre 3 bölüme ayrılıyor UVA , UVB ve UVC

UVA : Dalga boyu 400-320 nm arasında olan ışınlarıdır. Bu ışınlar ışığın olduğu her yere ulaşabilirler yeter ki ortamda güneş ışığı olsun. Buluttan camdan yada ozon tabakasından kolayca geçerler ve kolayca yansırlar.UVA ışınının normal yaşamsal davranışlar üzerinde etkileri vardır yani yeme içme hareket etme ve üreme gibi davranışlarımızı aktive eder.

UVB : Dalga boyu 320 - 260 nm arasındaki ışınlardır Bizim için önemli olan esas ışın işte budur. Deriye temas ettiği takdirde ciltte bir reaksion oluşur ve vücut D3 vitamini sentezlemeye başlar. Bu UVB ışını UVA ya göre biraz daha nazlı bir ışın mesela buluttan bayağı etkileniyor camdan ise ancak %5 oranında geçebiliyor.

UVC : Dalga boyu 260 - 200 nm arasında yer alan ışındır. Çok tehlikelidir, hücrelerde tahribat yaparak canlının ölmesine yol açar fakat dünyamızı saran ozon tabakası tarafında tamamen süzülür ve dünya yüzeyine ulaşamaz.Eğer ulaşsaydı dünyada yaşam kalmazdı.Ozon tabakasındaki delik işte bu açıdan risk taşıyor.Akvaryumlarda sterilizasyon amaçlı kullanılan UV ışını işte bu ışındır Mikro organizmaların hücre yapısını bile tahrip ederek zararlı mikropları öldürür tabi bu arada bizim için yararlı olan bakterilere de hiç acımaz onlarıda yok eder.
Güneş ışığında bulunan bu her 3 UV ışınının da fazlasının cilt kanseri yaptığı kesinlik kazanmıştır.

Not : Renklere ait dalga boylarında olduğu gib UV ışın çeşitlerindeki dalga boylarıda farklı kaynaklarda birbirinden değişik yazılmış.Mesela ingilizce vikide dalga boyları 400-320 , 320-280 , 280-200 olarak yer alırken Kaynak aldığım yazıda (Kaynak 2) 400-320 , 320-260 - 260-200 olarak verilmiş. İnternetten bilgi almanın bazen böyle dezantajları var.


UVB IŞINI NEDEN ÖNEMLİ :
D vitamini doğada 2 farklı biçimde bulunuyor bitkisel gıdalar da D2 biçiminde ve hayvansal gıdalar da D3 biçiminde. D vitamini ( D2 veya D3 herhangi biri ) bünyede mutluluk etkisi yaratan bir vitamin. Yazın içimizin açılması kendimizi daha mutlu hissetmemiz biraz da kış mevsimine göre daha fazla aldığımız güneş ışınları sebebiyle vücudumuzda artan D vitamini sayesinde oluyor.

Fakat canlılar ve özellikle kabuk yapısına sahip sürüngenler için UVB ışığının apayrı bir önemi daha var. Besin yolu ile alınan kalsiyumun vücuda yararlı hale gelebilmesi için D3 vitamini şart. D3 vitamini aslında vitamin değil vücut tarafından üretilen bir hormon ama vitamin olarak geçiyor. Kaplumbağa D3 vitaminini bir miktar besin yolu ile alsada esas önemlisi kendi vücudunda sentezlediği miktardır. Vücutta D3 vitamini (hormonu) sentezlenmesini sağlayan ise UVB ışınıdır. Bu ışın canlıların derisine ulaştığı zaman deride bir reaksiyon oluşuyor ve vücutta bulunan 7-dehydrocholesterol biraz kafa karıştıran karışık bir yöntemle D3 vitaminine dönüşüyor. Kaplumbağa vücudunda yeterli seviyede D3 vitamini oluşmuşsa ancak o zaman kalsiyum bağırsaklardan emilebilir ve kalsiyum metabolizmasını destekleyebilir bir hale dönüşebiliyor aksi takdirde büyük çoğunluğu işe yaramadan vücuttan atılıyor. Kaplumbağa sağlığı açısından UVB ışınının önemi D3 vitamini sentezlenmesini sağlaması ve bu sayede de kalsiyum metabolizmasının vede kabuk ve iskelet yapısının desteklenmesinden geliyor. D3 vitamini bu açıdan olmazsa olmaz bir vitamindir. Eğer kalsiyum metabolizması desteklenmezse kaplumbağalarda MBD ( Metabolic Bone Disease) diye bilinen kemik yumuşaması oluyor ve işin sonu ölüme kadar gidiyor.

Yukarda UVB ışınını anlatırken UVB ışınının nazlı olduğunu ve pencere camından % 95 oranında geçemediğini söylemiştim. Bu da demek oluyorki kaplumbağalarımız pencere yada akvaryum camı arkasından güneş aldığı zaman belki ışık alıyor , ısı alıyor hatta UVA ışınıda alıyor ama malesef UVB ışını alamıyor Bu yüzden güneşlendirme mutlaka arada cam olmadan direk olarak yapılmalı.

Peki bu D3 vitaminini başka bir yöntemle sağlayabilirmiyiz. Evet UVB ışını dışında bir yol daha var oda besin yolu ile alması. Eğer kaplumbağamız direk olarak güneş göremiyorsa D3 vitamini içeren vitaminler kullanabiliriz. Fakat bu yöntemde bir risk bulunuyor çünkü D3 vitamininin fazlası da azı kadar sağlık açısından zararlı olabilir.Kendi vücudunda D3 üretmesi çok daha doğal ve sağlıklı olur.
D3 vitaminini suya damlatmak işe yaramaz vitaminin direk ağız yolu ile alınması lazım. Kuru yeme emdirerek kaplumbağaya verebilirsiniz. Tabi bunun yanı sıra Kaplumbağamızın besin yolu ile kalsiyum almasına da önem verilmeli. Çünkü ne tek başına D3 nede tek başına kalsiyum tam bir işe yaramıyor.

Frozen 2007
Bloga ekleme 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.